0(322) 327 27 27 / 11439

Modern yaşamın baş belası: Bel Ağrısı

Modern yaşamın baş belası: Bel Ağrısı

 

Her geçen gün hareketsizleşen ve masa başı çalışmaya mahkûm edilen modern insan, bu yaşam şeklinin faturasını bazı hastalıklarla ödüyor.  Kalp krizi görülme yaşı her geçen gün azalıyor. Diğer önemli bir modern yaşamın bize faturası olan problem ise maalesef bel ağrısıdır.

İnsanların %80'i hayatlarının bir bölümünde bel ağrısı ile tanışırlar. Dünyada en fazla iş güç kaybına neden olan ve yaşam kalitesini bozan durumdur.

Ağrı kendi başına bir hastalık değildir. Vücudun sinyal mekanizmasıdır. Zira bel ağrısı, yeterince sıhhatli olmayan belimizin bize verdiği bir sinyaldir sadece. Bize düşen bizden yardım isteyen belimizin çığlıklarını duymak ve erkenden gerekli önlemleri almaktır. 

Yaygın ama yanlış olan bir bilgiyi burada açıklığa kavuşturmak gerekir. Ağır bir yükü kaldırmak veya ters bir hareket yapmanın tek başına bel ağrısı ve bel fıtığına neden olduğuna inanılır. Oysa bunlar sadece bardağı taşıran son damladır. Bel yapısındaki zayıflık ve bele binen yükün fazla olması diye özetleyebileceğimiz kişiye ait faktörler problemin temelini oluşturmaktadır.

Bunu biraz açıklayalım;

Omurga kolonu= omurga+diskler+kaslar+eklemler+ligamanlar

Binanın kolonu= demir+ çimento+kum

Bina kolonu nasıl ki tüm binayı taşıyan ve ayakta tutan yapıysa, omurga kolonu da vücudumuzu taşıyan ve ayakta tutan yapıdır. Eğer bina kolonunda demir, çimento kum uygun oranda ve yeterli kalitede bir araya gelmezse kolonda çatlamalar, eğilmeler kaçınılmaz olacaktır. Ya da bu kolona binen yük olması gerekenden fazlaysa sonuç yine aynıdır. Bunu vücudumuza uyarlayacak olursak; kas,eklem ve ligamanlarımız zayıfsa veya kilomuz fazlaysa, omurgaya ve diske binen yük daha fazla olacağından, bu yapılarda bozulma çatlama yani sonuç olarak fıtıklaşma kaçınılmaz olacaktır. Yani zemin hazır hale geldikten sonra bardağı taşıran son bir damla gerekmektedir ki bu, hafif bir cismi kaldırmak veya sadece yere eğilmek de olabilir.

 

"Hayatınıza mutlaka düzenli sporu ekleyin."

Düzenli egzersiz yapanlarda, özellikle bel ve karın kaslarını kuvvetlendirmiş, ideal kilosunu muhafaza eden kişilerde bel fıtığına daha az rastlanır.

Diğer önemi bir husus da kişinin vücudunu tanımasıdır. Her gün koltuk taşıyan bir işçinin koltuk kaldırdı diye bel fıtığı olması beklenmez. Ancak yaz temizliğinde aniden koltuğu tek başına çekmeye karar veren bir ev hanımın bel yapısı böyle bir aktiviteye hazır olmadığı için bel fıtığı olma riski fazladır. Vücudumuzu yapacağımız işe hazır ve antrenmanlı hale getirmemiz gerekir.

Beliniz kuvvetlendirin dediğimizde hastalarımızın sıkça yaptıkları savunmaları “ben zaten çok iş yapıyorum ve çok hareketliyim” oluyor. Oysa sadece yürümek, ev işi yapmak, çarşı pazar gezmek, alışveriş merkezlerinde vitrinlerini dolaşmak spor değildir. Bel ve karın kaslarını kuvvetlendirmek için haftada birkaç gün de olsa hekiminizden alacağınız veya internette bulabileceğini egzersiz programlarını uygulamak yapılacak en doğru iştir.

Sağlıklı bel ağrısız günler dilerim.

Prof.Dr. Kadir Tufan

Beyin Cerrahisi Uzmanı

www.kadirtufan.com


Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest Addthis